24 Ocak 2010 Pazar

Hayatımızla ilgilenmeyen,genellikle bizim anlattıklarımızdan ötesini öğrenmeye çabalamayan erkekleri bilir misiniz?Canı istedikleri zaman gelen istemedikleri zaman giden ,bir sürü bahanenin arkasına sığınıp hayattan ve kendilerinden kaçan erkekler grubu bunlar.....Aşık olan ama anlayamayan ,uzun süreli ilişkilerini alışkanlık veya statüleri bozulmasın diye devam ettiren bir grup insan ...Oysa ki biz kadınlar giydikleri kazaklara kadar bir anlam çıkarırız erkeklerimizden.Eğer mavi giymişse iyi gün işareti olacak ve benim aldığım hediyeyi giyiyor ne mutlu bana demez miyiz arkadaşlarımıza?Evli de olsak sevgili de tekil yalnızlıklarımıza doğru sürükleniyoruz bu adamlar sayesinde.Bu kısır döngü nasıl çözümlenecek?Ne zaman öğreneceğiz ders çıkarmayı?Ve ne zaman aşklarımıza,sevgilerimize,bizlerin de en az onlar kadar hür olduğumuzu ve su akıp yolunu bulduğunda çekip gidebileceğimizi göstereceğiz?

20 Ocak 2010 Çarşamba

İlahi adalet

Bu dünyada ilahi adalete inanır mısınız?Zaman bütün taşları yerine oturtur mu?Yoksa her daim kötü olanlar,hırsızlar,başkasının hayatında gözü olanlar kin ve hasetle bu dünyada başlarına hiç bir kötü olay gelmeden hayatlarını güllük gülistanlık sürdürürler mi?Zaman zaman bu ikilemin içine çok düşüyorum.Bu saate kadar öyle olaylara şahit oldum ki ders alsam mı yoksa adam sen de deyip başımı kuma mı gömsem mi bir türlü karar veremiyorum.Bize öğretilenler iyinin her zaman kazanacağı görüşü ama bu her zaman acaba mümkün oluyor mu?Öyle insanlar tanıyoruz ki etrafımızda hak ve hukuk nedir bilmeyen,kibirli,insanlara kötü davranan,dolambaçlı yollardan insanların üstüne basıp ,ezen bazı kişiler zaman zaman çok iyi noktalara gelebiliyorlar bu hayatta.......

Kendilerine göre bir mutluluk serüveni yaşıyorlar mutlu sırça köşklerinde aileleriyle birlikte.Acaba bu insanlar başlarını yastığa koyunca ne hissediyorlar çok merak ediyorum.Muhtemelen o kadar gönül rahatlığıyla uyuyorlar ki....bazen de sona doğru bu insanların başına öyle olaylar geliyor ki kendilerine acıma hissi uyandırmak istediklerinde diyorum ki sakın vicdan yapma mutlaka her şeyin bir sebebi vardır.

Bugün muhteşem bir ocakbaşından bahsetmek istiyorum.Beyoğlunda Musa Ocakbaşı.Bana orayı yıllar önce (tam 15 yıl )sözü yüreği bir Urfalı bir arkadaşım öğretmişti.Natalicim en iyi kaburga burada yenir sözünü dün gibi hatırlıyorum.Orası bütün dost meclislerinin bir sırdaşı oldu yıllarca.....Çok ağladık,çok isyan ettik,.çok güldük Musa ustanın muhteşem yemekleriyle.Uzun bir süredir yolum düşmemişti.Bütün dostlarımı bekliyorum oraya .....Tüm gönül dostlarını ....

13 Ocak 2010 Çarşamba

Ben dostlarımı ne kalbimle ne de aklımla severim.

Olur ya

Kalp durur...

Akıl unutur...

Ben dostlarımı ruhumla severim.

O ne durur ,ne de unutur.

Mevlananın bu güzel sözlerini bir ölüm ilanında okumuştum bundan bir hafta önce.Gidenin arkasından dostlar tarafından söylenebilecek en güzel cümleler bunlar bence.Öyle ya kalplerimiz ve aklımız bize zaman zaman ihanet edebilir.Ruhumuzu temiz tutmayı başarabilirsek bu kirli dünyada yıllar sonra bile hatırlanabiliriz herkes tarafından.Biz olarak kalalım ve ruhlarımızı arındıralım kirden,lekeden,yalan ve riyadan......

12 Ocak 2010 Salı

yoksa siz hala hayatı erteleyenler grubunda mısınız?En son ne zaman bir filme,bir tiyatro oyununa gittiniz?Ne zaman bir arkadaşınızla orta şekerli bir Türk kahvesi içtiniz?En son sağlığınız için bir check up yaptınız?ya da en son ne zaman bir çocuğu veya bir köpeği sevindirdiniz?Çok oldu değil mi?Şu andan itibaren içinizde ne varsa yapamadığınız eyleme geçiyoruz.İstikamet hayatın ta kendisi!!!!!!!Geç kalmayın yarın çok geç olabilir!!!

6 Ocak 2010 Çarşamba

yeni yıl yeni umutlar

Sonuçta benim de bir bloğum oldu.Canım arkadaşım Kemal sayesinde.Bu blogta neler paylaşacağız?Son filmler,son tiyatro oyunları,son moda kıyafetler,güncel yerler,yeni duygular kısacası hayatı Natalice paylaşacağız.Hepinizi sevgiyle kucaklıyorum şimdilik.......