8 Aralık 2010 Çarşamba

Kırmızı kaşmir battaniye

Bir kilise bahçesi.....İçeri giriyorum...Işıklar içinde herkes burada...Farklı dinler,farklı meslek grupları.herkes.....Ortaya doğru ilerliyorum.Herkes tanıdık.Ada dostları,okul arkadaşları,Taksim grubu,aa şu esmer adam fasıl grubunu klarnetçisi değil mi?Allah allah onun ne işi var burada?Akrabalar,kuzenler,iş arkadaşları,yurtdışından dostlar.Ne çok ortak tanıdığımız varmış.Onu görüyorum en sevdiği mor elbiseyle....Ama ama bu benim!!!!!!!!!!!Ne işim var burada?Arkamdan biri fısıldıyor biz sana geldik.....Ama bu gerçek olamaz benim hayallerim,almak istediklerim,hayata vermek istediklerim,hayatla tamamlanmamış hesaplaşmalarım vardı.Neden neden yarım kaldı?Gözüm maviş gözlerinden iki damla yaş süzülen iki adama takılıyor.Onlar benim hayat ve yol arkadaşlarım.Baakkk canım sen mi ben mi derken demiştim ikinize de önce ben diye.....Kalabalık bir parti gibi.....Gerçekten üzülenler,günahı boynuna rahmetli biraz salaktı diyenler,bitse de gitsek diyenler......Herkes burada .Bir tek O yok .Gelmeyecek değil mi?O gelmez sen bunu biliyordun zaten....Evet cenazeleri sevmezdi hiç.....

Yukarıda uçsuz bucaksız yeşillikler var .Çok güzel burası.Özgürce köpeğinin peşinden koşuyor genç kadın...Bugünlerin tadını çıkar diyor baş melek....Yakında araf kısmına alınacaksın...O niye?Yaşarken hep orada kaldığın için...Kararlarının bedelini tek tek göreceksin.Oraya gitmeden bir kere sadece bir kere inebilir miyim yeryüzüne?İyi hal ve davranış karnenden dolayı bu izni veriyoruz.Hadi git bakalım...Yeryüzüne yollanır genç kadın....Herkesi çok merak ediyorum ama bir kişinin bana ihtiyacı var.Ona varlığımı belli etmeliyim.

Alevler yanan bir şöminenin önünde konyağını ağır ağır yudumlarken bulur onu....Yalnız ve ıssız.....O da ne ?Ama bu hep benim ona vermek istediğim kan kırmızısı kaşmir battaniye....Demiştim ona Callasın Onassise ölüm döşeğinde verdiği battaniyenin benzeri bu...Gülmüştü bana ben böyle bir aşk yaşadım dediğim zaman.....Bir gün sana onun aynısını vereceğim...Delisin sen demişti.....Canımmm ne kadar yorgun ve mutsuz gözüküyor.Ona dokunmak istiyorum.Ama bu bir cam.....Camı geçemiyorum.Yanında olduğumu bilmesi lazım.

Adam ensesinde ufak bir ürperti hissediyor.Ne garip kızdı.Bir fırtına gibiydi..Beni çok yordu,hep sorguladı,ama bir an onunla mutluydum ben diye düşündü adam....Ama söyleyemezdim,gidemezdim,başka sevgilerden yorgun düşmüştüm...Yaptığım şey en doğrusuydu.Ama giderken demişti seni en çok ben sevdim diye....Evet beni en çok o küçük kadın sevdi......Ve bende galiba sevdim...Adamın yanağından bir damla yaş süzülür.Kadın adamın ağladığını ilk defa görür baş meleği çağırır....Artık gidebilirim,artık ruhum huzur buldu der diye düşünür gökyüzüne süzülürken.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder